6 Aralık 2010 Pazartesi

Av Mevsimi


Daha fragmanını izlerken izlemeye karar vermiştim Av Mevsimi'ni. Sadece oyuncu kadrosu ve tabii yönetmeni Yavuz Turgul için bile izlenesi bir film sonuçta. Üstelik hikayesinin de öyle çok sıradışi bir yanı yok. Klasik bir polisiye. Ama önemli olan anlattığınız hikaye değil, onu nasıl anlattığınızdır. Filmdeki her sahne kartpostal gibi, izlemeye doyamıyorsunuz.
Konusu ise kabaca özetlemek gerekirse şöyle: Ormanlık bir alanda kesik bir el bulunur, bir genç kıza aittir ve bu işin peşine cinayet büronun ''Avcı'' lakaplı kurt dedektifi Ferman(Şener Şen), ''Deli'' lakaplı ve gerçekten delifişek yardımcısı Karadenizli İdris (Cem Yılmaz) ve onlara yeni katılan ne ölü kokusuna ne de cesetlere bir türli alışamayan ''Çömez'' Hasan(okan Yalabık) düşerler.
Sonuçta çok süpriz bir sonu yok filmin, en başlarda tahmin ediyorsunuz katili, yarıyı geçtikten sonra ise neden yaptığını anlıyorsunuz. Tamam, bir polisiye de kolay tahmin edilebilirlik çok istenen bir şey değildir ama bu hikayede katilin kim olduğundan çok karakterler ön planda. Filmin ikinci yarısında ortaya çıkan zengin Adanalı işadamı rolüyle Çetin Tekindor ise bir kez daha kendine hayran bırakıyor seyirciyi. Onu izlerken yanımda oturan arkadaşıma eğildim ve dedimki: ''Ne kadar da kolay şive yapıyorlar, ne kadar da doğal'' büyük oyuncu olmak böyle birşey heralde.
Bir eğlence sahnesinde Cem Yılmaz'ın söylediği Karadeniz türküsü (Hayde) ve onu izleyenlerin tuttuğu ritm bence filmin en güzel sahnelerinden biriydi. Çok çalışılmış, emek verilmiş bir sahne gibi duruyordu kesinlikle.

Sonuç olarak Av Mevsimi bir baş yapıt, bir ''Eşkiya'' değil kuşkusuz. Ama keyifle izlenen ve ''iyiki izlemişim'' dedirten bir film.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder