2 Aralık 2010 Perşembe

Bitmek bilmeyen pastırma yazına...

Tüm Avrupa soğuklardan kırılırken burada süregiden pastırma yazı abesle iştigal gelmeye başladı artık bana. Hayır yani havadan yana bir şikayetim var sanılmasın, kim sevmez böyle şeker şerbet ılık ve baharımsı havayı!Amma ve lakin, artık aralık ayına giriş yapmış olmamız ve takvimsel olarak kışın içinde bulunmamız vesilesiyle, hala ayağıma bir çizme, ya da ne biliyim üzerime bir kalın kazak geçirmemiş olmam hayli kurcalıyor aklımı. Evi ısıtmak için herhangi bir elektrikli alete başvurmuş değilim ve bir tişört üstü ince hırkayla günü geçirebilmekteyim. Hadi kendimi geçtim, ağaçlar bile yaprakları dökmek konusunda kafaları biraz karışmış gibi görünüyorlar. (Avrupa'da yaşayıp soğuktan dışarı çıkmaya korkan arkadaşlara nisbet gibi oldu sanki biraz) Hani diyorum, küresel ısınma dedikleri şey tam da bu mu acaba? Yarın öbür gün soğuklar başlar, ben bahar gelene dek hiçbir yerde tam olarak ısınamayıp her ortamda sürekli soğuktan şikayet edersem, dönüp dönüp okuyayım diye yazdım bu yazıyı, hani elindekiyle yetinmeyi bilmeyen nankör yazara ders olsun diye...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder