2 Kasım 2010 Salı

Yağmurlu Bir Ege Gezintisi

Geçen hafta Almanya'dan misafirlerimiz vardı okulda. Kardeş okulumuz bizi ziyarete geldi.Ben de onları gezdirme bahanesiyle yeniden ve severek gezdim İzmir ve çevresini.
Perşembe sabahı erkenden yola çıktık.Yağmur yağıyordu, ama ne yağmur!Göz açtıracak gibi değildi.İlk hedefimiz Efes olmasına rağmen, yağmur dinene kadar oyalanmak için-sabahın seherinde- Şirince'de bulduk kendimizi.


Şirince, Selçuk'un içinden geçilerek ulaşılan, adı gibi şirin bir Rum köyü.Daha doğrusu Rum'lardan kalma bir köy.Çünkü mübadeleden sonra köyde hiç Rum kalmamış ne yazık ki.
Şirince'nin en büyük özelliği çeşit çeşit meyvelerden yapılma şarapları...Şarap evlerini gezip şarap tadabilir, yada beğendiğiniz bir şarabı açtırıp şömine başında içebilirsiniz. Bir diğer özelliği ise-genellikle- köylü kadınların pişirdiği enfes yemekleri.
Ve fakat, biz bu iki aktivitenin de yapılabilmesi için çok erken bir saatte oradaydık ve tabii sadece birer kahve içmekle yetindik.Bizi sokak köpeklerinden başka pek karşılayan da olmadı.


Köy manzaralı bir yer bulundu, ve de sohbete eşlik edecek güzel birer Türk kahvesi (bloğu birazcık takip edenler anlamıştır zaten en büyük zaafımı!) Daha uygun bir zamanda, ateşin karşısında şarap içmek için geri dönmeye söz verilerek ayrıldık köyde. Sonra, ver elini Meryem Ana.



 Rivayete göre Meryem Ana'nın öldüğü, ya da katolik inancına göre ''göğe yükseldiği yer'' miş burası.Gerçi bu konularda geniş bilgisi olan Hıristiyan bir arkadaşım bunun masal olduğunu ve bu yerin ancak 20. yüzyılın başlarından itibaren böyle bir misyon kazandığını söyledi bana gezerken.Ama yine de huzur verici bir havası olduğu inkar edilemez.


 Artık yağmur dindiğine göre, ver elini Efes! Bence Anadolu'daki en görkemli antik şehir...


 Ünlü Celcius Kütüphanesi. Girişte 4 kadın heykeli var (Ne yazık ki orjinalleri Viyana'daki Efes Müzesinde) Bu dört kadın Bilgi, Akıl, Kader ve Erdem'i sembolize ediyor...



Zafer tanrıçası Nike... 

Kütüphaneye doğru inen mermerli yol...

25 bin kişilik Efes Antik Tiyatrosu.
Efes, kurulduğu zamanlarda bir liman kentiymiş, fakat Gediz Nehri'nin getirdiği alüvyonlarla denizin dolması üzerine, şu anda denizden 10 km kadar uzakta yer alıyor...


Ve geziyi Kuşadası manzaralı bir tepede içilen bir çayla noktalıyoruz...

1 yorum :