30 Ekim 2012 Salı

Güney Italya'da Kısa bir Gezinti...

KURALSIZLIĞIN ŞEHRİ: NAPOLİ
''Seyahate çıkmak'' denildiğinde dahi içi içine sığmayan bir insan olarak diyebilirim ki, her gezi benim için eşsizdir. Ve fakat, İtalya denildiğinde benim için akan sular duruverir. Kültürüne, doğasına, diline duyduğum hayranlık ve ilgi İtalya gezilerimi diğerlerinden bir derece de olsa farklı kılıyor her zaman.
Yine aynı heyecanla, bu kez Napoli'den giriş yaptım... Akdeniz'in en büyük limanlarından biri olan Napoli, kuralsızlığın ( hele de trafikte) alabildiğine hüküm sürdüğü, düzensiz, dağınık, bizim Türkiye'de görmeye alıştığımız ama Avrupalılar için yadırganacak kirlilikte ama tüm bunlara rağmen güzelliğinden hiçbir şey kaybetmeyen bir şehir. 


Şehirde geçireceğimiz vakit kısıtlı olduğu için havaalanından kiraladığımız arabayla kısa sürede ulaştık. Havaalanı şehir merkezine çok yakın, Piazza Garibaldi'ye 15 dk da bir otobüs servisleri var, yani ulaşım çok kolay.

Arabamızı aynı bizdeki gibi otopark mafyasıvari adamların para topladığı bir yol kenarına park edip şehri gezmeye başladık. İlk hedef tabii ki ''Centro Storico'' denilen tarihi şehirdi. Güzel ve görkemli binalarıyla tipik bir alışveriş caddesi olan Via Toledo boyunca yürümeye başladık. Galeria Umberto I 'in içinde şöyle bir gezinip dünyanın en büyük cam çatılarından birinin görkemine daldık.


Yolumuza devam edince Napoli'nin en geniş meydanı olan Piazza del Plebiscito'ya ulaştık.  San Frencesco di Paolo Basilikası  ve hemen karşısında yer alan Museo di Palazzo Reale (Kraliyet sarayı müzesi), meydanın genişliğini doldurabilen heybetli yapılardı...




Meydanın yan tarafından Via San Carlo'yu takip ederek aşağıya doğru inince Castel Nuovo karşımıza çıkıverdi.


Pizzanın anavatanına gelip de bir pizza yemeden gidilmezdi elbette. Fazla incelemeden, bulduğumuz ilk pizzacıya dalıp boş midelerimizi zevke getirecek Napoliten pizzaların tadına baktık...


Napoli'de araba kullanacak olanlara en önemli tavsiyem çok ama çok dikkatli olmaları. Çünkü Napoli ( gördüğüm diğer tüm şehirlerle kıyasladığımda) diyebilirim ki, trafik kuralsızlığının başkenti. Vespa motosikletler zaten hemen hiç bir kurala uymadıkları ve çok sayıda oldukları için tüm trafiği altüst ediyorlar. Bir yanında vurma-çarpma izi olmayan araba görmek çok zor. Çoğu arabanın sadece tek farı çalışıyor, kimse trafik ışıklarını kaale almıyor, tam bir kaos ortamı anlayacağınız. Ama arabayı güvenli bir yere park edip yürüdüğünüzde şehir tüm güzelliğiyle önünüze seriliyor. Neticede görülesi ve yaşanası bir şehir bence Napoli...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder